8 Kasım Dünya Radyoloji Günü, 1895 yılında X ışınlarının keşfinin yıldönümüdür. Bu günün amacı, hastaların tanı ve tedavisinde önemli bir rol oynayan ve en önemlisi, radyografik görüntüleme ve tedavi konusunda kamuoyunun bilinçlendirilmesidir. Radyasyonun gereken minimum düzeyde tutulmasını sağlamak, dolayısıyla hasta bakımının kalitesini artırmaktır. International Society of Radiographers and Radiological Technologists (ISRRT) tarafından 2007’den beri 8 Kasım’ı Dünya Radyoloji Günü olarak kutlamaya başlamıştır.
X Işını Keşfi (Röntgen Işını)
Alman fizikçi Prof. Dr. Wilhelm Conrad 1890’lı yılların ortalarında çoğu araştırmacı gibi o da katot ışın tüplerinde oluşan lüminesans olayını incelemekteydi. “Crookes tüpü” adı verilen içi boş bir cam tüpün içine yerleştirilen iki elektrottan (anot ve katot) oluşan bir deney düzeneği ile çalışıyordu.
Deney tüpünden 2 metre uzaklıkta baryum platinocyanite sarılı olan kâğıtta bir parlama fark etti. Deneyi tekrarladı ve her defasında aynı olayı gözlemledi. Bunu mat yüzeyden geçebilen yeni bir ışın olarak tanımladı ve cebirde bilinmeyeni simgeleyen X harfini kullanarak “X Işını” ismini verdi. Daha sonraları bu ışınlar, “Röntgen Işınları” olarak anılmaya başlanmıştır.
Bu buluşundan sonra Röntgen farklı kalınlıktaki malzemelerin ışını farklı şiddette geçirdiğini gözlemledi. Bunu anlamak için fotoğrafsal bir malzeme kullanıyordu. Tarihteki ilk tıbbi X ışını radyografisini de (Röntgen filmi) yine bu deneyleri sırasında gerçekleştirdi ve 28 Aralık 1895 yılında bu önemli keşfini resmi olarak duyurdu.
Ülkemizde ilk röntgen uygulamalarını Osmanlı İmparatorluğu’nda tıbbi anlamda ilk kez uygulayan kişi Dr. Esad Feyzi Bey’dir.
Günümüzde artık tıbbi görüntüleme yöntemlerinin temeli x- ışınları olsa da artık, ses dalgaları kullanılarak ultrason, manyetik alan ile manyetik rezonans görüntüleme de gelişmiştir.